Bizlerden Sizlere

Turkishe’nin sesini blogta keşfet!

Her yazıda kendinden bir parça bulacak, yeni bakış açılarıyla ilham alacaksın.

Mutluluğa Alışmak: Hedonik Adaptasyon

başarı&gelişim değişim&dönüşüm Dec 12, 2025

Belki de mutluluğun gerçek sırrı, hedefler değil; onların içinden geçerken kendimizi fark edebilmektir.

Uzun zamandır istediğimiz bir şeyi sonunda başardığımızda o an her şey tamamlanmış gibi hissederiz. “Oldu” deriz, “Artık mutlu olabilirim.” Bir hedef biter, bir zirveye varılır, bir kapı açılır. Kısa bir mutluluk, yoğun bir rahatlama, belki de hafifinden bir gurur. 

Sonra yavaş yavaş o duygu silikleşir. Başardığımız şey, gözümüzde küçülmeye başlar. İçimizden sessiz bir cümle geçer: “Abarttığım kadar zor değilmiş.” Yeni hedefler belirir, yeni eksikler görünür, çıta fark etmeden yukarı taşınır. Başarı, daha tadına varamadan sıradanlaşır.

İşte biz buna hedonik adaptasyon diyoruz.

Hedonik adaptasyon, insanın iyi ya da kötü yaşantılara zamanla alışması ve başlangıçta hissettiği yoğun duygunun giderek normalleşmesi demektir. 

Terfi alırsın, sevinirsin; bir süre sonra o da sıradanlaşır. 

Hayalini kurduğun okula girersin, mutlu olursun; kısa süre sonra yeni bir stres başlar. 

Büyük bir başarı elde edersin, gurur duyarsın; çok geçmeden “sıradaki ne?” sorusu gelir. Beyin, mutluluğu da normale çeker tıpkı acıyı normale çektiği gibi.

Sorun şu ki: Biz bu alışmayı çoğu zaman “başarıyı küçümseme” olarak yaşarız.

Bir hedefe ulaştıktan sonra içimizde oluşan boşluğu çoğu zaman yanlış yorumlarız. 

“Demek ki yeterince büyük bir şey başarmadım.”

Demek ki bu beni gerçekten mutlu etmedi.” 

Oysa çoğu zaman mesele başardığımız şeyin değersizliği değil, ona çok çabuk alışmamızdır.

Hedonik adaptasyon yüzünden başarıyı yaşamakla onu hissetmek arasındaki mesafe giderek kısalır. Daha mutlu olmaya vaktimiz olmadan, daha iyisini istemeye başlarız. Ve hayat, bitmeyen bir koşuya dönüşür: Daha fazlası, daha yükseği, daha zoru…

En tehlikelisi de şudur: Sürekli bir sonraki hedefe koşarken, geride bıraktıklarımızı görmez oluruz ancak bir zamanlar hayal ettiğimiz birçok şey, bugün bizim “sıradan” dediğimiz hayatın parçasıdır.

Bu noktada asıl mesele başarıyı yeniden tanımlamak değil, başarıya verdiğimiz duygusal tepkiyi fark edebilmektir. Kendine gerçekten “Ben şu an nereden geldim?” “Bir yıl önce bu noktayı istiyor muydum?” “Şu anki halim, geçmişteki halime ne kadar emek borçlu?” gibi soruları sorabilmek gerekir.

Kendini takdir etmek, motivasyon konuşmalarındaki gibi büyük cümleler kurmak değildir. Bazen sadece sessizce şunu demektir: “Evet, bunu ben yaptım.” Ve hemen ardından yeni bir hedef koymadan, o cümlede bir süre kalabilmek, o anı doyasıya çıkarabilmektir.

Hedonik adaptasyon bize şunu öğretir: Mutluluk kalıcı bir duygu değil, geçici bir dalgadır ama minnettarlık öğrenilebilir bir kas gibidir. Geriye dönüp kendini takdir edebilmek, hedonik adaptasyonun hızını biraz yavaşlatır. Başardıklarının kıymetini bilmek, mutluluğu uzatmaz belki ama derinleştirir.

Belki de bu yüzden asıl mesele daha çok başarmak değil, başardıklarımızı gerçekten yaşayabilmektir.

Ve belki de en büyük başarı, her yeni hedefin öncesinde durup kendine şunu diyebilmektir:

“Bir zamanlar hayalini kurduğum yerdeyim.”

İkra GÜNSOY

 

Turkishe Bülteni

İlham ve Fırsatlar E-Postana Gelsin

Etkinlik duyuruları, ilham veren hikâyeler ve kız kardeşlik ağımızdan en güncel haberleri ilk sen öğren. 

Bilgilerin güvende, sadece ilham verici içerikler göndereceğiz.